Maya ülkesinde bir hafta - son
[ao] Perşembe öğleden sonra, Zeynep'in kollarından çekerek de olsa, Chichi pazarını terkedip, saat 2'de kalkan minibüslerle Panajachel'e doğru yola çıktık. Hem haftanın, hem de pazarın yorgunluğu bizi bir sonraki ve son durağımıza hazırlamıştı. 2 gün Atitlán gölü kenarında dinlenmeye ve bu güzel tatili sindirmeye ayırmıştık. Panajachel'de kalkmak üzere olan ve oldukça dolu tekneye (lancha) çantalarımızı ve kendimizi attıktan sonra, öğleden sonra rüzgarı ile iyice hareketlenmiş gölün sularına açıldık. Lanchamız, gölün diğer tarafındaki köylerine ulaşmaya çalışan ve bizim gibi pazardan dönen Guatemala'lılarla doluydu, bir iki de burada yaşayan Amerikalı ve Avrupalı vardı. Yarım saatlik samimi ve teknenin alçaklığı nedeniyle biraz da ürkütücü bir yolculuk sonunda otelimiz göründü. İskelesine yanaşıp kendimizi tekneden dışarıya attık.


İki gün tabii ki çok çabuk geçti, kitaplar bitirildi, akşam üstü güneşler batırıldı, güneşlenildi, hamağın keyfi de tabii ki çıkarıldı ve Cumartesi sabahı yine bir lanchayla dönüş yolu başladı.
Akşam üstü Atlanta'ya, her zamanki gibi özlediğimiz evimize ve kedimize ulaştığımızda aklımızda Maya ülkesinin ve insanlarının renkleri, fotoğraf makinemizde yüzlerce fotoğraf, dilimizde ise en çok kullandığımız İspanyolca kelimeler kalmıştı... Herkese tavsiye ederiz bu güzel ülkeyi.
Hasta Luego.
<< Ana Sayfa